Celâleddin ÇELİK
Sanatta hocalık, herkese nasip olmayan bir mertebe. Medeniyetimizin müziği, bir edep yolu olmak münasebetiyle, hoca-talebe bağının en kuvvetle hissedildiği bir sahadır. Klasik meşk usûlünde hoca, talebeye eseri geçer. Aslında eserle birlikte hocadan talebeye geçen, hocanın ahlâkı, edebidir de. Çünkü medeniyetimizde sanatkâr, bizâtihî eserdir. Niyazi Sayın Hoca’nın söylediği gibi, bizde müzik rûhun gıdası değil, bilakis ruh müziğin gıdasıdır. Sanatkâr, ortaya koyduğu eserden farklı değildir, bizzat kendisi görünür eserinde. Bu nazarla, bizim medeniyet dairemizde yüksek sanatın, bazı başka örneklerde görebileceğimizin aksine, yüksek ruh ve ahlâkın ürünü olduğunu söylemek mümkündür.